Ziraat Fakültesi
2015-05-11

Prof. Dr. Fadul Önemli Türkiye’de yağ bitkileri üretimindeki açığın kapatılmasının ekim nöbeti uygulaması ile çözülebileceğini açıkladı



 

Fakültemiz Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Yardımcısı ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadul Önemli, Türkiye’de yağ bitkileri üretimindeki açığın kapatılmasının ekim nöbeti uygulaması ile çözülebileceğini söyledi. Ulusal basınımızda yer alan Prof. Dr. Fadul Önemli’nin açıklamaları aşağıda yer almaktadır.

Türkiye’nin yağ tüketiminin 3’te 2’sinin dışarıdan sağlandığını söyleyen Prof. Dr. Fadul Önemli, tüketimin düşük olmasına rağmen yeterli üretimin yapılmadığını belirtti. Bitkisel yağ üretiminin tüketimi karşılamadığını belirten Prof. Dr. Önemli, açığın ekim nöbeti uygulaması ile ortadan kalkacağını belirterek, "Ülkemizde kişi başı bitkisel yağ tüketimi Belçika, Almanya, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerin çok altında olmasına karşılık toplam bitkisel yağ tüketimimizin üçte ikisini dışarıdan ithal etmek zorundayız. Bitkisel yağ, yağlı tohum ve küspe gibi türevlerine ödediğimiz döviz 3 buçuk milyar Amerikan dolarının üstündedir. Türkiye, bitkisel yağ açısından çok uzun yıllardan beri net ithalatçı bir ülkedir. Dizele biyodizel katma zorunluluğunun uygulanmaya başlanması durumunda bu açık katlanarak artacaktır. Yağ bitkileri üretimindeki bu açığa karşılık Türkiye, yağ sanayi, teknoloji ve kapasite açısından dünyanın en ileri ülkelerinden biridir. Ancak ham madde yetersizliği nedeni ile yağ fabrikalarımız % 40 kapasiteye bile ulaşamamaktadır. Ülkemiz yağ bitkileri yetiştiriciliği açısından dünyanın en uygun ekolojisine sahiptir. Ülkemizde başta ayçiçeği olmak üzere soya, yer fıstığı, haşhaş, kanola, aspir ve susam gibi tek yıllık ve zeytin gibi çok yıllık pek çok yağ bitkisinin ekimi ve üretimi yapılmaktadır. Ülkemizin bitkisel yağ üretimine en fazla katkı sağlayan ayçiçeği bitkisidir. Bunu pamuk bitkisinin ürettiği çiğitten elde edilen yağ izler. Ülkemizde yağ bitkilerindeki çeşitliliğe rağmen üretim yetersizliği nedeniyle kanola ve zeytin gibi bitkilerde istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Yer fıstığı ve susam gibi bitkilerden elde edilen ürünler ise çerezlik, pastacılık gibi tüketimimizi bile karşılayamaz durumda olup, henüz bitkisel yağ üretimimizde yerini alamamışlardır. Hâlbuki bu 2 üründen insan sağlığı açısından en kaliteli bitkisel yağ elde edilir. Yer fıstığı bitkisel yağ üretiminde Dünyada palm, soya, kanola ve ayçiçeğinden sonra 5’inci sıradadır" dedi.

Yağ bitkileri üretiminin arttırılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Önemli, uluslararası tarım örgütlerinin yemeklik ile biyodizel üretiminde kullanılacak yağ bitkilerinin aynı olmasının gelecekte oluşabilecek riskleri üzerinde durduğunu dile getirdi. İnsanların savaş, kriz hallerinde yemeklik yağı bulamayacakları konusunda uyarıldığı ve ülkelerin tedbir almalarının gerekliliğinin vurgulandığını söyleyen Prof. Dr. Önemli, "Yağ bitkileri üretimimizi artırmak zorundayız. Dünyada, yıllık tüketim haricinde sadece bir ay yetecek kadar bitkisel yağ bulunmaktadır. Oluşacak en küçük krizden ülkemiz olumsuz etkilenecektir. Ülkemiz yağ bitkileri üretimini artırmanın en önemli yolu ekim nöbetinde yağ bitkilerine daha fazla pay ayırmaktır. Bu tahıllar gibi ürünlerin ekim alanlarında bir azalmaya neden olacak gibi gözükse de, ekim nöbeti uygulamasıyla elde edilecek verim artışı ile toplam tahıl üretimimiz azalmayacak, artacaktır. Mevcut ürün desteği aynı tarlada üst üste aynı ürünün ekilmesine neden olmaktadır. Çünkü üretici, iki ürün arasındaki gelir farkı çok ise en yüksek gelir elde ettiği ürünü sürekli ekmeyi tercih etmektedir. Bu da bitkisel üretimde önemli açıklara ve sorunlara yol açmaktadır. Yağ bitkilerinin ekim nöbeti uygulamasında daha fazla yer almasını sağlamanın en iyi yolu ürün desteğini ya tamamen ekim nöbeti desteğine çevirmek ya da ürün desteğini ekim nöbeti ile şekillendirmek. Kısa vadede uygulanacak en iyi yöntem ürün desteğini ekim nöbeti ile şekillendirmek. Bu nasıl mı olacak? Örneğin buğday üreticisine kilogram başına 5 kuruş destek sağlandığını kabul edelim. Eğer üretici aynı tarlasında üst üste buğday ekiyorsa destek kilogram başına 5 kuruş, aynı tarlada ekim nöbeti ile bir yağ bitkisi yetiştiriyorsa buğdaya kilogram başına 8 kuruş, eğer üçüncü bir stratejik ürün veya baklagil familyasına ait bir bitki de buğday ve yağ bitkisi ile üçlü ekim nöbetinde yer alıyorsa üreticinin buğdayına kilogram başına 10 kuruş destek vererek üreticilerimizi ekim nöbeti uygulamasına yönlendirebilirsiniz" ifadelerini kullandı.

Ekim nöbeti uygulamasının bitkisel üretimi arttırmada en doğru yol olduğunu belirten Prof. Dr. Önemli, ekim nöbeti uygulaması ile hem bitkisel üretimde stratejik ürünlerdeki açığın kapatılacağını hem de toprakların verimli hale geleceğini kaydetti. Ekim nöbeti ile üretici gelirinde de verimlilik ile birlikte artış olacağına değinen Prof. Dr. Önemli, "Ayrıca, ekim nöbeti uygulaması ile bitkisel üretimi tüketime ve açığa göre kolaylıkla şekillendirebilirsiniz. Üreticiyi, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile ekim nöbeti uygulamasına sadece eğitim ile yönlendirmek başarılı olamamıştır. Ülkemizin üreticileri yeni ürünlere, teknolojik yeniliklere, gelişmiş ülkelerin üreticilerinden çok daha hızlı adapte olmaktadır. Sadece sağlanması gereken iki ürün arasında gelir bakımından büyük farkın oluşmamasıdır. Yağ bitkileri üretimini desteklerken tüm Türkiye’de yağ bitkileri çeşitliliğini artırmalıyız. Sadece belirli bölgelerde belirli yağ bitkilerinin desteklenmesi toplam yağ bitkileri üretimi artışına engeldir. Bırakın en verimli yağ bitkisini üretici kendisi seçsin. Unutmayın iklim ve topografik yapı kadar toprak faktörü de bitkisel üretimde önemlidir. Ve toprak yapısı açısından çok dar alanlarda bile farklılıklar oluşabilmektedir. Örneğin, eğer Trakya üreticisi yer fıstığı için uygun toprak bulabiliyor ve yüksek verimler alabiliyorsa onu destekleyin. Türkiye’nin her bölgesinde çok farklı yağ bitkilerini yetiştirebileceğiniz ekoloji bulabilirsiniz. Tüm yağ bitkilerine yağ üretimine katkısına göre destek verin. Ayçiçeğine kanola kadar destek verin. Sadece ekim nöbetine girmesi için vereceğiniz fazla destek fayda sağlamayacak, üretici zarar ettiği ürünün ekiminden bir süre sonra vazgeçecektir. Bu konuda kalıcı tedbirler almak zorundayız. Tekirdağüreticinin topraklarında kanolayı tercih etmesinin sebebi sadece yüksek destek değildir. O topraklarında kanoladan yüksek verimler almasıdır. Soya ve yer fıstığı gibi hem yağ bitkileri üretimine katkı sağlayacak hem de baklagil familyasına ait bitkiler olmaları nedeniyle toprak ıslahında önemli bitkilere desteği artırın. Yine zeytincilikte dünyadaki gelişmeler çok yakından takip edilmeli, verimliliğin artırıldığı ve son teknolojilerin uygulandığı bitkisel üretime hızla geçilmelidir" dedi.